AKŞEMSEDDİN HZ. TÜRBESİ
1459 yılında vefat eden Akşemseddin Hazretlerinin Türbesi 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Kefeki taşından yapılmış kasnaksız bir kubbeyle örtülü altıgen planlı bir yapıdır. Akşemseddin Hazretlerinin 2,50 x 0,50 m boyutlarındaki ceviz üzerine kabartma yazı ile süslü sandukası, kapıdan girince sağdadır. İlçemiz Akşemseddin Hazretlerinin burada bulunmasından dolayı; Diyar-ı Akşemseddin olarak anılmaktadır. Her yıl, İstanbul’un Fetih Günü olan 29 Mayıs (mayısın son pazarı) tarihinde anma günleri düzenlenmektedir.
Akşemseddin Hz. Türbesi
Akşemseddin; (1389/1390 Şam – 1459 Göynük) asıl adı Şeyh Muhammed Şemseddin Bin Hamza, 15. Yüzyılın en büyük sofilerinden biri ve çok yönlü Türk Bilim adamıdır. Hacı Bayram Veli’nin müridi ve Fatih Sultan Mehmet’in hocalarındandır. İstanbul’un fethi sırasında büyük yararlılıklar göstermiş, genç sultanı teşvik ederek zaferin kazanılmasında önemli katkılarda bulunmuştu.
İstanbul’un manevi fatihi olarak da anılır. Akşemseddin, başta islami bilimler olmak üzere, tıp, astronomi, biyoloji ve matematikte zamanın ünlülerinden oldu. Tıp alanında bulaşıcı hastalıklar üzerinde de önemli çalışmalar yaptı. Tarihte mikroorganizmalardan bahseden ilk kişidir. Ve Mikrobiyolojinin babası sayılmaktadır.
BIÇAKÇI ÖMER DEDE TÜRBESİ (ÖMER SİKKİN)
Akşemseddin ile aynı dönemde yaşamış Hacı Bayram Veli’nin müritlerindendir. Melamet yolunun önderi, aşk ve cezbe ehlinin rehberi Ömer Dede, Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin halifesidir.
Ömer Sıkkin Hz. Türbesi
Akşemseddin Hz. ile aynı dönemde yaşamıştır. Hayatı hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıdır. Abdurrahman el-Askeri’nin Mir’atü’l-ışıkında Göynük’te doğduğu ifade edilmektedir. Bıçakçılık mesleğini benimsediğinden “Sikkini” (bıçakçı) unvanıyla tanınırdı. Melami geleneğinde ise bu konuda farklı bir inanış mevcuttur. Buna göre ”Hacı Bayram-ı Veli’nin, kaç müridi bulunduğunu ll. Murad’a bildirmek üzere müritlerini kurban etmek için topladığına ve bu toplantı esnasında sadece bir erkekle bir kadının Hacı Bayram’a tam teslimiyetle bıçağın altına boynunu uzattığına dair menkıbede sözü edilen şahsın Ömer Dede olduğu belirtilir.” Ömer Dede’nin ilk tasavvuf terbiyesini Bursa’da iken Somuncu Baba’dan aldığı Manevi terbiyesini ise Hacı bayram-ı Veli hazretlerin de tamamladığı rivayet olunur. Miladi 1475 yılında vefat ettiği rivayet edilir.
DEBBAĞ DEDE TÜRBESİ
Mesleği deri tabakçılığıdır. Halk kendisini Tabak Dede diye tanır. Anlatılanlara göre ermişlikte yüksek bir mertebeye ulaşmıştır.
GAZİ SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ VE HAMAMI
1331-1335 yılları arasında Osmanlı Hükümdarlarından Orhan Bey’in oğlu Şehzade Gazi Süleyman Paşa tarafından hamam ile birlikte külliye olarak yapılmıştır bu camii. Tek şerefeli, tek minareli ve tek ahşap kubbeli olarak inşa edildi.
Gazi Süleyman Paşa Cami
Tavan içi alt kaplama bölümü Selçuklu tavanı olarak ahşaptan yapılmıştır. İlgi çekici bir diğer özelliği 41 adet penceresi bulunur. Bu pencerelerden üst bölümdekiler içten vitray süslü, dıştan petek desenlidir. Üzeri kilit taşlı kemer olarak yapılmış iki kanatlı büyük bir kapısı vardır. 1948-1960 yıllarında restore edilen caminin en büyük özelliği, yöredeki ilk Osmanlı eserlerinden en sağlamlarından biri olmasıdır.
Günümüze kadar varlığını devam ettiren ve Göynük’ün en eski mimari yapıtlarından biri olan Gazi Süleyman Paşa Camii ve Hamamı tamamen traverten kesme taş kullanılarak inşa edilmiştir.
Gazi Süleymanpaşa Hamamı
Evliya Çelebi seyahatnamesinde, Ankara ve İstanbul’da dahi böyle muhteşem bir hamam bulunmadığı konusunda övgüyle bahseder.
ZAFER KULESİ
Tarihi Zafer Kulesi Göynük’e adım attığınız anda ilk gözünüze çarpacak yapılardan birisi. Göynük Milli Mücadeleye büyük destek vermiş olup, bu desteğini anıtlaştırmıştır.
Zafer Kulesi
1922 yılında Sakarya Meydan Savaşı anısına Cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı Hurşit Bey tarafından yapılmıştır. İlçeye hâkim bir tepede, altıgen taş temel üzerine üç katlı ahşap yalı baskı mimarisi tarzında Kurtuluş Savaşı’nın başarılarını ebedileştirmek için anıtsal eser olarak inşa edilmiştir. Saat kulesi olarak da kullanılan Zafer Kulesi zaman içinde restorasyona tabi tutulmuştur.
ÇUBUK GÖLÜ
Göynük ün 11 km. kuzeyinde 15 hektarlık bir alanı kaplayan göl, Kayabaşı tepesinden inen heyelanın vadiyi tıkaması sonucu oluşmuştur.
Çubuk Gölü
Tamamen doğal bir göl olan Çubuk gölünde daha önce film platosu olarak kullanılan 7 adet değirmen mevcuttur. Göl çevresinde bulunan yürüyüş yolları trekking yapmak isteyenler için ideal bir parkurdur.
SÜNNET GÖLÜ
Göynük merkeze 20. km olan Sünnet Gölü, Erenler ile Kurudal arasındaki dar vadinin heyelan sonucu tıkanmasıyla oluşmuştur.
Sünnet Gölü
Gölün büyüklüğü 18 hektar, deniz seviyesinden yüksekliği 820 metre en derin yeri ise 22 metredir. Konaklanabilecek modern tesislere sahiptir. Göl ve çevresinde balık avlayabilir, trekking yapabilirsiniz.
ŞARLAHAN ŞELALESİ VE KANYONU
İlçemiz Bölücekova köyünde bulunan şelalenin yüksekliği 6-7 metredir. Şelale ile birlikte Kanyon başlamaktadır. Kanyonun uzunluğu ortalama 250 metre kadardır. Kanyonun zaman zaman yüksekliği 15 metreye ulaşmaktadır. Genişliği ise; ortalama 3 ile 5 metre arasında değişmektedir. İlçe merkezine 22 km. mesafe uzaklıkta olan bu şelale ve kanyona kolaylıkla ulaşılabilir.